Mizah
ÇAKAL TERCÜMAN
Uluslararası bir mafya örgütü, elmas kaçakçılığı yapan başka bir gurubun çantacısını yakalar ve dilini bilmedikleri bu elemandan elmasların saklandığı yeri öğrenmek için tercüman çağırır. Çantacının kafasına silahı dayayıp tercümana elmasların nerede olduğunu sormasını isterler. Çantacı söylemezse öldürüleceğini anlayınca tercümana, elmasları sakladığı yeri detaylıca tarif eder. Tercüman silahı çantacının kafasına dayayan adam dönerek “Sordum, ama elmaslardan haberi olmadığını ve sen de o tetiği çekecek yürek bulunmadığını söylüyor.” der.
BEBEĞİN DİLİ
Çocuk sahibi olamayan orta yaşlı bir çift, uzun uğraşılar sonucunda Çin’den bir evlatlık bebek almışlar.
Hemen akabinde de Çince öğrenmek için dil kursuna devam etmeye başlamışlar. Kurs çıkışı bir arkadaşlarına rastlamışlar ve beraberce kahve içmek için oturup sohbet ederlerken, arkadaşları neden Çince öğrenmek istediklerini sormuş.
Çiftlerden biri cevap vermiş: “Biliyorsun Çin’den bir evlat edindik, çocuk büyüyüp konuşmaya başladığında Çince bilmezsek nasıl anlaşacağız .”
BIRAK GARSON DÜŞÜNSÜN
İki arkadaş ilk defa dilini hiç bilmedikleri bir ülkeye seyahate giderler. Gündüz sağı solu gezip akşam güzel bir restoranın kapısından içeri girerek bir masaya otururlar.
Arkadaşlardan biri çok tedirgin bir şekilde diğerine “Söylesene şimdi ne yapacağız, ikimiz de bunların dilini bilmiyoruz, garson geldiğinde nasıl sipariş vereceğiz ?“ diyerek telaşlanınca diğeri sakin bir şekilde “ Kafana takıp endişelendiğin şeye bak, biz burada müşteriyiz, parayı veren biziz, bırak garson nasıl sipariş alacağını düşünsün.”
KISA HİKAYE
Kompozisyon dersinde öğretmen sınıfa girer ve öğrencilerine, uygun olan en az kelimeyle içerisinde DİN-CİNSELLİK ve GİZEM barındıran ve mümkün olan en kısa hikayeyi yazmalarını ister.
Birincilik kazanan kısa öykü şöyledir:
“Aman tanrım, hamileyim, acaba kimden hamile kaldım !”
ADRES SORMA
Gitmek istediği adresi bulmaya çalışan bir turist orada çalışmakta olan iki kişiye yaklaşarak İngilizce sorar, cevap alamayınca sırasıyla Fransızca, Almanca ve İspanyolca sorar. Hiç kimsenin anlamadığını görünce de çaresiz çekip gider.
Turist gidince oradakilerden biri arkadaşına döner ve “Biliyor musun dil bilmemek ne kötü, adam o kadar dilde konuştu hiçbir şey anlamadık, bir dil öğrenmek lazım.” Diğeri cevaplamış “ Hiç gerek yok, bak adam 4 dil biliyor yine de hiçbir faydasını görmedi.”
İKİ DİLLİ KEDİ
Dışarıda kedinin kendisini beklediğinden süphelenen fare korkusundan bir türlü çıkmaya cesaret edemiyormuş. Biraz sonra deliğin önünden köpek hırlaması ve havlaması duyunca kendinin orada olmadığına karar vermiş ve dışarı çıkmış. Çıkmasıyla beraber kedi tarafından yutulması bir olmuş. Kedi ağzını yalayarak “ İki dil bilmenin faydası çook.” diye mırıldanmış.
